💜ARAKHNE💜
Athena…
tanrıçaların en beceriklisi
Çakır gözlü athena
Pallas,
Tritogeneia,
Glaukopis…
duydu ki
Uzakta bir diyarda
Övünür bir ölümlü
İşlediği dokumalarla
Girip bir kocakarı kılığına
Çıkar
Haddini bilmez Arakhne’nin karşısına…
💜💜💜💜💜💜💜
Gençsin demiş,cahilsin
Öğrenememişsin tanrılarla aşık atılmayacağını
Sen kimsin,zavallı bir dokumacının kızı
Kafa tuttuğun ise
tanrılar tanrısının gözde kızı oysa ki…
Kendine gel,
Kork incitmekten ve kızdırmaktan tanrıları diyerek nasihatlar vermiş,ölümlü Arakhne’ye…
Arakhne isre
Hiç oralı olmamış
Hatta
Haber verin gelsin demiş
Çakır gözlü sırma saçlı Athena
Gelsin de görsün nasıl işlenir nakış,nasıl tutulur gergef
Gelsin de maharetimi görsün…
Bakmış ki olmayacak
Tanıtmış kendini Athena
Ve başlamışlar ikisi iki yandan dokumaya…
Zeus kızı Athena
panteonun oniki büyük tanrısını işlemiş nakışına,
Bir şölende gülüp eğlenirken
Yardım eli uzatırken zavallı insanlara…
İdmon kızı Arakhne,
Zeus’u işlemiş
Kartal olup Ganymed’e
Kuğu olup Leda’ya
Boğa olup Eurepa’ya tecavüz ederken…
Apollon’u zavallı Dephne’yi kovalarken
Hades’i Persophene’yi yer altına tutsak ederken
Aphrodit’i aldatırken Hepaistos’u….
Athena bakmış ki hem işlenen nakışın kendininkinden eksiği yok
Hem de anlatılan hikaye küçük düşürmekte olimposluları…
Öfkesine yenilip yırtmış Arakhne’nin nakışlarını, kırıp atmış dokuma tezgahını
Zafer beklerken hakaret ve hüsran ile karşılaşan Arakhne
Asmış kendini odanın köşesine
Fakat dinmemiş Athena’daki öfke
Arakhne dönüşmüş ipin ucunda sallanan,
tozlar içinde yaşamaya mahkum,
çirkin bir örümceğe….
Esra
mavidesen💜
Arakhne astroidi:
Bulunduğu ev,kavuştuğu sabit yıldız ve burcu dikkate alınarak değerlendirilmelidir, diğer bütün astrolojik elemanlar gibi…
Bir konuda otorite sayılan kişiler ile çatışma alanımız.
Her şeyi göze alarak,ölümüne rekabet ettigimiz alan.
Karmaşık,ince detayların bulunduğu uç yeteneklerimiz.
Kıskançlık duyduğumuz,entrikalar çevirdiğimiz yer.
Gökyüzünde, Arakhne sadece bir hikâye değil — bir koordinattır.
Astrolojik haritada Arakhne asteroidi, insanın yaratıcı kudretiyle ilahi düzen arasındaki o ince çizgide nasıl davrandığını gösterir. Her burçta farklı bir “dokuma” biçimi vardır; kimisi ipliği sanatla örer, kimisi güçle, kimisi öfkeyle… ama her durumda, Arakhne’nin ipi bir ucu tanrılara, diğer ucu ölümlü benliğe bağlıdır.
Eğer Arakhne güçlü bir sabit yıldızla kavuşumdaysa — Regulus, Spica, Antares, Aldebaran gibi — bu, kişinin yaratımında tanrısal bir iz taşıdığını gösterir. Ancak bu armağan aynı zamanda bir lanettir; ilham ile kibir, ustalık ile meydan okuma arasındaki çizgi çok incedir.
Bu yüzden Arakhne haritada bir uyarıdır:
“Yaratıcı ol, ama unuttuğun kaynağa meydan okuma.”
Arakhne’nin bulunduğu ev, kişinin ustalıkla ördüğü yaşam alanını,
aynı zamanda kıskançlık, rekabet, entrika riskinin yükseldiği sahneyi anlatır.
Birinci evdeyse kişi, kendi imajını kusursuz dokumak ister — ta ki ağ kendini hapsettiğini fark edene dek.
Yedinci evdeyse, ilişkilerde tanrılara bile meydan okuyan rekabetler doğar; sevgi, sanatla karışık bir güç oyununa dönüşür.
Onuncu evdeyse, başarı ağları örülür; ama aynı ağ, kişiyi toplumun gözleri önünde yakalayabilir.
Mitin özünde Arakhne’nin laneti, aslında bilincin aşırı keskinleşmesidir — insanın kendi elleriyle ördüğü zihinsel ağda kaybolması. Astrolojik düzeyde bu, Merkür–Plüton tonundadır: aşırı analiz, obsesyon, detayda boğulma, mükemmeliyetin ağına düşme.
Ama aynı yerde, yaratıcı kudret de gizlidir: Venüs’ün zarafetiyle Satürn’ün sabrını birleştirebilen kişi, o ağı kozaya dönüştürür — ve oradan bambaşka bir bilince doğar.
Arakhne ve Venüs kavuşumu
Sanatın, estetiğin ve cazibenin gezegeni Venüs ile birleştiğinde Arakhne bir tür “tanrısal sanat rekabeti” doğurur.
Bu kavuşum, İnanna’nın, İştar’ın ve Arakhne’nin enerjilerini birleştirir: yaratım, güzellik, meydan okuma.
Kişi, güzelliğin sadece beğenilmek için değil, hakikatle yarışmak için var olduğunu hisseder.
Yaratıcılığı o kadar güçlüdür ki bazen “tanrısal ilham” ile “ilahi kibir” birbirine karışır.
Venüs–Arakhne insanı sanatta ya da ilişkilerde kendi kozmosunu kurmak ister;
ama Venüs’ün gölgesine, yani aşırı özdeğer arayışına düşerse, ağ kendi üzerine kapanır.
Yüce haliyle bu kavuşum, Venüs’ün tahrip edilemez zarafetidir — güzelliği şekle değil, ruha kazıma kudreti.
Arakhne ve Satürn kavuşumu
Bu kavuşum, mitin en derin karmasal izdüşümüdür.
Arakhne burada, tanrıların düzenine karşı gelmenin değil, ilahi düzeni anlamanın kapısına dönüşür.
Satürn onun ipliğini ağırlaştırır, ilmekleri zamana bağlar.
Bu kişiler detaylarda ustadır; sabırla, binlerce küçük hamleyle büyük yapılar kurabilirler.
Ama aynı sabır, kendilerini “zamanın ağına” hapsederse, üretim takıntıya, disiplin taşlaşmaya dönüşür.
Yine de bu birleşim, “tanrıların zanaatkârı” enerjisidir: dağılıp yeniden yapılan ruhun simyası.
Burada her hata, yeni bir örgü biçimi doğurur.
Ve sonunda kişi, Athena’nın gazabından değil, onun bilgelik katından geçer.
Arakhne ve Lilith kavuşumu
İşte burası karanlık ipliklerin dokunduğu yer.
Lilith, baş eğmeyen dişil bilincin ilk sesi; Arakhne ise bu bilincin sanatsal formudur.
Bu kavuşum, “yaratımın yasak alanları”nı açar — büyü, cinsellik, tabu, lanetli estetik, gölgeyle sanatı birleştirme.
Kişi ya tanrılara kafa tutar, ya da tanrıların unuttuğu bilgelikleri geri çağırır.
Burada Arakhne’nin dokuması artık bir kumaş değil, bilincin ağlarıdır.
Bu enerjiyle çalışanlar genellikle karanlık güzelliği, kusurlu mükemmelliği, ölüm ve estetik arasındaki ince çizgiyi işler.
Lilith–Arakhne birleşimi, “dişil bilincin asi sanatkârı”dır:
korkutucu ama özgürleştirici bir yaratıcılık verir.
Bu kavuşum, modern astrolojide “büyü aracılığıyla bilgelik” eksenidir.
Arakhne Evlerde — Nerede Dokuyorsun?
1. Ev: Kişisel kimliği örersin. İmajın kendi tuzağın olabilir.
2. Ev: Değer dokusu. Parayla, güvenlikle, sahip olduklarınla yarış halindesin.
5. Ev: Sanatın, yaratıcılığın, çocukların seni hem taçlandırır hem yakar.
7. Ev: İlişkiler ağın olur. Aşk, güç savaşıyla karışabilir.
10. Ev: Toplumsal statü; tanrılara meydan okuma burada gerçekleşir.
12. Ev: Gizli sanat, büyü, kolektif bilinçten çekilen ilahi desenler — görünmeyeni dokursun.
Bu asteroid, haritanda dokunduğu her şeyi ilahi bir sınavdan geçirir.
Kimi zaman güzelliğin perdesini yırtar, kimi zaman o perdeyi yeniden örer.
Ama her durumda öğretisi aynıdır:
Yaratım bir meydan okuma değil, özü hatırlayıştır.
Çünkü en büyük ustalık, ipliği Tanrı’ya rağmen değil, Tanrı’yla birlikte dokumaktır

